Lohusalık Sendromuyla Nasıl Başa Çıkılır?

“Annelik hüznü”, “Doğum sonrası depresyon” veya “Lohusa sendromu” olarak bilinen doğumdan sonraki yeni yaşama adaptasyon süresi kendi içinde çeşitli zorluklar barındırır. Büyük bir heyecanla beklediği bebeğini sağlıklı bir şekilde kucağına alan genç anneler lohusalık sendromuyla nasıl başa çıkılır sorusunun cevabını merak eder. 

Duyguların hormonlarla dalgalandığı bu döneme değişen yaşam düzeni, gelecek planları ve artan sorumluluklar eklenir. Her gün yeni bir rolün altından kalkması gereken anneler huzursuzluk yaşar ve endişeye kapılır. Sürecin doğal bir sonucu olarak görülen belirtilerin hafifleyerek geçmesi için psikolojik destek almak gerekebilir. 

Lohusa Sendromu Nedir? Nasıl Anlaşılır?

Lohusalık dönemi aynı gebelikte olduğu gibi değişimlerin yaşandığı zor bir süreçtir. Anne adayları bu değişimlere kısa sürede ayak uydurabileceği gibi zorlandığı zamanların olması kaçınılmazıdır. Doğumdan hemen sonra geçen ilk bir yıllık süreç psikiyatrik hastalıkların en sık görüldüğü riskli bir dönem olarak kabul edilir.

  • Hormonal değişikliklerin tetiklediği lohusa sendromu veya annelik hüznü, uykusuzluk, beslenme sorunları, stres ve endişeyle birleşince işler zorlaşmaya başlar.

Annelik duygusu her ne kadar eşsiz ve özel bir his olarak tarif edilse de her anne bebeğini kucağına aldığında aynı duyguları hissedemeyebilir. Heyecan mutlulukla, melankoli üzüntüyle karışır ve çok sayıda kadının yaşadığı lohusa sendromu ortaya çıkar.

Lohusa sendromu belirtileri arasında;

  • Kaygı
  • İsteksizlik
  • Yorgunluk
  • Huzursuzluk
  • Sebepsiz ağlama
  • Eleştiriye duyarlılık
  • Uyku bozuklukları ve
  • Hızlı duygu durum değişiklikleri sayılabilir.

Doğum sonrasında yaşanan fiziksel, davranışsal ve duygusal değişiklikler sonucu ortaya çıkan belirtiler, 40 günlük süre zarfında görülür. Hamilelik boyunca normalden 10 kat fazla üretilen östrojen seviyesinin aniden normal sınırlara dönmesi depresyonu tetikler.  

Lohusa Sendromu Neden Yaşanır?

Doğumdan sonra neden yaşandığı tam olarak bilinemeyen lohusa sendromu hormonal değişimle tetiklenir. Buna; eşler arasındaki problemler, duygu durum bozukluğu geçmişi, sosyal ilgi açlığı, ekonomik baskılar ve stres eklendiğinde lohusa sendromunun neden yaşandığı anlaşılır bir hal alır.

Lohusa Sendromu Ne Kadar Sürer?

Doğumu takip eden birkaç gün içinde görülen belirtilerin etkisi anne adayının hastaneden eve dönmesiyle artış gösterir. Hafif düzeydeki belirtilerde müdahale gerekmez. İki üç hafta içinde sendromun belirtileri iyileşerek kaybolur.

  • Duygu durum bozukluğu geçmişi olan annelerde lohusa sendromunun hafif belirtileri şiddetli depresyonun öncülü olabilir. 
  • Belirtilerin doğumdan 3 hafta geçmesine rağmen kaybolmaması ve artması halinde zaman kaybedilmeden uzman desteği alınmalıdır.

Söz konusu belirtilerin postpartum evresine geçmesi annenin yakın çevresinin ve eşinin farkındalığı sayesinde ortaya çıkar. 

Lohusa Sendromu Nasıl Geçer?

Annenin önce kendine ve daha sonra eşine ve bebeğine alışması için sabırlı olması ilk zorunluluktur. Anne dışındaki yakın çevrenin empati kurma konusunda daha hassas davranması önerilir. Bebeğini biberonla besleyen annelerin bağ oluşumunu desteklemesi için ten teması kurmaya özen gösterilmelidir.

  • Anneye küçük sürprizler yapmak evlilik hayatının yeniden romantik bir sürece girmesine yardımcıdır. 
  • Lohusa anneyle yapılacak buluşmalar kaygılarından kurtulmasına imkân tanır.

Annenin aşırı tepkileri normal kabul edilmeli ve onunla inatlaşmaya girilmemeli, asla eleştirilmemelidir. Omega 3 gibi vitaminler sürecin hafif atlatılmasında etkili olabilir. Emziren anneler hekimlerine danışarak takviye ilaç önerisi alabilirler.

  • Psikoterapi desteği almak olası sorunlarda sürecin nasıl doğru yönetilebileceği hakkında pratik yapılmasını sağlar.

Anneyle her zaman açık bir iletişim kurmak, istekleri dolaylı yoldan değil doğrudan belirtmek, kırıcı olmamak ve iletişimin sakin bir ortamda geçmesin sağlamak kriz anlarında kurtarıcı öneme sahiptir. 

Postpartum Nedir? Doğum Sonrası Depresyonla Farkları Nelerdir?

Postpartum depresyon doğumun ardından geçen ilk dört hafta içinde kendini net bir şekilde belli eder. Atipik bir depresyon halidir. Annelik hüznüyle karşılaştırıldığı zaman sürecin daha ağır ve uzun seyrettiği söylenebilir. 

  • Postpartum depresyonda annenin psikolojik destek alması zorunludur.

Belirtiler görüldükten sonra yaşanan zaman kayıpları sıkıntının ilerlemesine neden olur. Anne psikolojik desteği kabul etmiyorsa görev eş ve aile dostlarına kalır. Postpartum depresyon belirtileri arasında;

  • Umutsuzluk
  • İçe kapanma
  • Ağlama atakları
  • Değersizlik ve çaresizlik hissi
  • Bebeğe karşı ilgisizlik
  • Yaşamı anlamsızlaştırma
  • Suçluluk hissetme
  • Ölüm ve intihar düşünceleri
  • Hareketlerde yavaşlama veya hiperaktivite
  • Cinsel isteksizlik
  • İştah kesilmesi
  • Unutkanlık
  • Karar verememe
  • Duygusal iniş ve çıkışlar sayılabilir.

Yaşananlar annelik hüznü veya doğum sonrası depresyon olduğunda süreçle başa çıkmanın ilk yolu annenin bunu kabullenmesidir.

Postpartum Depresyon Yaşayan Bir Anne Neler Yapabilir?

Postpartum depresyon yaşayan bir annenin kendine iyi gelebilmesi için durumu fark ve kabul edebilmesi en zor adımlardır. Depresyon halinde yaşayan bir anne,

  1. Psikolojik destek almayı ertelememeli
  2. Çevresinden yardım istemeli
  3. Radikal kararlar almayı ertelemeli
  4. Gerçekçi beklentileri olmalı
  5. Yalnız kalmaktan kaçınmalı
  6. Sosyalleşecek fırsatlar yaratmalı
  7. Bebek uyurken dinlemeye vakit ayırmalı ve
  8. Bu süreçte alkol, sigaradan kesinlikle uzak durmalıdır.

Postpartum depresyon teşhisinin ardından hekim tarafından ilaç kullanımı önerilebileceği gibi grup terapilerine katılım da önerilir. Bir psikiyatri doğru teşhis koymadan ve tedavi planı önermeden anne kendini yargılamaktan, suçlamaktan kaçınmalıdır. Yaşanan durum geçicidir ve çözülebilir.

Lohusa Psikozu Nedir?

Lohusalık sürecinde ruh hali bozukluklarının en ağırı lohusa psikozudur. Düşünce bozukluğunun tetiklediği süreç halüsinasyona görmeye kadar gidebilir. Bu aşamada ilaç takviyesi düşünülebilir. 

  • Aşırı takıntılı anneler
  • Bebeğe karşı korumacı davranışlar
  • Gerçekçi olmayan şeyleri görme ya da duyma hali akıllara lohusa psikozunu getirir.

Anne bazı durumlarda bebeğine zarar vereceğini düşünür ve bu nedenle ondan uzak durmak ister. Belirtilerin olması halinde uzman görüşü alınmalıdır. Bu tip vakalarda intihar görülebileceği bilinmelidir. Şartlara göre annenin terapi sürecinde hastanede yatması gerekebilir.

Lohusa Sendromunda Eşe Düşen Görevler 

Annelik hüznü veya lohusalık sendromu yaşayan anneler için en büyük yardımcı kuşkusuz eştir. Yakın çevrenin de dâhil olacağı gözlemler sonucunda anneyle duygusal bir iletişim kurmak önemlidir. 

  • Anneyi dinlemek
  • İhtiyaçlarını anlamak
  • Bebeğin bakımına yardım etmek
  • Anneye düşen sorumlulukları paylaşmak ve
  • Kendine zaman ayırabilmesine fırsat yaratmak son derece önemlidir.

Hekim tarafından önerilen tedavi planında evlilik ilişkisi ve anneliğe geçişteki zorluklara odaklanmak gerekir. Annenin en büyük destekçisinin eşi olduğu unutulmamalıdır! 

Leave a Reply